Bugun içimdekileri nereye yazsam bilemedim.. Bir kağıda yazıp çöpe mi atsam bir daha hatırlamamak için ya da böyle kalıcı bir yere yazsam da sonsuza kadar orada kalsa ve hayatımdaki kararları almama yardımcı olsa belki de..
Bugun yakın bir arkadaşımın eşini kaybettiğini öğrendim... Hem de gelen bir maille... Önce isim benzerliği sandım.. Yok canım mümkün değil diye
düşündüm. Çünkü daha dün görüşmüştüm arkadaşımla en son..
Ormanda ölü bulmuşlar.. İntihar etmiş..
Nefes alamadım sanki. Saatlerce ağladım. Zaten ölüm korkum başlamıştı bu da üzerine tuz biber oldu.
Neye üzüleceğimi şaşırdım. Arkadaşıma mı? Ölen eşine mi? Babasız kalan kızına mı? Burda tek başına olmasına mı? (Ki galiba en çok buna üzüldüm) ölüm şekline mi? Daha iki hafta önce arkadaşımın hayatına imrenek baktığımı hatırladığıma mı?
Hayatlarımızın bu kadar benzediğini daha önce hiç farketmemiştim. Benzer sorunlar, benzer hayaller.. Allah sonunu benzetmesin..
Üç kişi hevesle geldiğimiz yerden iki kişi mi dönecektik? diyerek öyle bir sarılışı vardı ki boynuma o an çaresizlikten öleceğim sandım. En başından beri kader birliği yapmıştık oysaki. Eşlerin çalışma durumları, çocukların okul durumu..
Hepimiz sonuçta belki de pek de yolunda gitmeyen hayatlarımızı düzeltme umuduyla gelmiştik. Ama kimse sonunun böyle biteceğini tahmin edemezdi. Onun kendini suçlamalarını,eşinin ailesine karşı kendini sorumlu hissetmelerini o kadar iyi anladım ki satır aralarında..Empatiyi geçmişti.. O ben olmuştu sanki artık.
Bugun herkes bu olayda kendine bir karakter seçti. Kimi bunalıp intihar eden koca, kimi geride kalan eş, kimi hala oğlunun öldüğünden haberi olmayan anne baba oldu. Herkes kendi karakterini kendine göre savundu. Bazıları intihar etme noktasına kadar geldiği halde bunu farketmediği için kadına kızdı, kimi güçsüz ve bencilce davranıp karısı ve çocuğunu bırakan adama...
Ama dedim ya herkes kendini yargıladı, sorguladı bugun. Türkiye'ye dönüş biletimizi bile almıştık, böyle mi dönecektik? diyen arkadaşımdan sonra bir kere daha uzun vadeli planlar yapmanın ne kadar aptalca olduğunu anladım. Sen ne kadar çok plan yaparsan yap, hayat seni öyle bir oynatıyordu kı parmağında sonunda yine onun istediği oluyordu. Ve muhtemelen sonra da karşımıza geçip yaptığımız aptalca planlara gülüyordu..
O kadar çok şey var kı aslında bugünle ilgili sanki sayfalarca yazarmışım gibi... Ama herşeyi yazmak ilerde dönüp okuyunca canımı bugünkü gibi acıtacak biliyorum.
Gidip de orda arkadaşımı 2 kişiyle oturuyor görünce içim daha da cız etti. Belki Türkiye'deki gibi yoğun kalabalıklar beklemiyordum ama bu kadar yalnızlık da fazlaydı... 😢
Türkiye'den kimseye haber verememişlerdi haklı olarak çünkü cenaze otopsi için 3-4 gün daha morgsa kalacaktı ve bu saçma sapan süreci herkesin birlikte beklemesine gerek yoktu.
Herkesin kendi acısını en büyüğü sandığı bir döneme gireceklerdi çünkü. Biri evlat acısı yaşayacaktı, biri eş acısı, biri kardeş acısı.. Herkes en çok acıyı kendi çekiyor sanacaktı. Aynı durumu kendimde yaşayalı daha bir kaç sene oldu çünkü.
İnsan gerçekten böyle durumlarda bir arkadaşa ihtiyaç duyuyor işte galiba.Daha bir kenetlenmiş,bağların daha bir güçlenmiş hissediyorsun. Bugun ben arkadaşımı gördükten sonra yükümün yüzde elli azaldığını hissettim sanki..
Canım arkadaşım başın saolsun.. Allah kızınla sana bundan sonrasında sağlıklı,mutlu bir hayat versin inşallah...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder