5 Nisan 2016 Salı

Belirsizlik Çılgınlığı...


Bugun nerdeyse tüm günümü bilet almak için uğraşarak geçirdim. Hangi gun gideceğim belli değil, nereye gideceğim belli değil. Önce Antalya'ya inip direkt tatil moduna mı geçsem diyorum , yoksa Adana'ya inip annemleri mi görsem? Aslında biliyorum kı bu kararı vermem de en büyük etken bilet fiyatları olacak. Fiyatlar şimdiden uçmuş. Zaten dönüş biletine bakamadım bile o kadar yüksek ki. Aslında bir sürü saçma sapan bürokratik işler yüzünden bu kadar gecikti bu bilet işlerim. Tabi onları tek tek anlatmayacağım şimdi burda. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim, hangi mevkide olursa olsun bir memurun Avrupa da yaşıyor olması onun Türkiye deki memur zihniyetini değiştirmiyor hiç bir şekilde. Aynı saçma silsile, aynı ciddiyetsizlik, aynı düzensizlik burada da sürüyor. Tabi Türk devlet kurumlarına bağlı olarak çalışanlardan bahsediyorum. Neyse sonuç olarak alamadım hala bilet. Araştırmalar sürmekte.. Bilet alır almaz ilk işim tatil olayını halletmek olacak. Biz yerli turistler hep söylenip dururduk ya "bu yurtdışından gelenler bizim yarı fiyatımıza gelip tatil yapıyor burda" diye, o boş laf değilmiş gerçekten de öyleymiş. Burdan bakınca otel fiyatları yarı yarıyadan da fazla düşüyor. İki kişi kalabileceğin fiyata 5 kişi kalıyorsun. Bu anlamda gerçekten yıllardır güçleri ancak bize yeten turizm firmalarını kutluyorum. !!!
Bu sabah Elvin'in kütüphane gezisi vardı. Apar topar hazırlanıp çıktık evden. Her gün bir koşturmaca.. Saat kaçta kalkarsak kalkalım hep gecikiyoruz. Aslında şu yeni saat uygulamasından sonra hala bir türlü kendimize gelemedik. Hava inanılmaz geç kararıyor. Daha hava aydınlıkken Elvin'i uykuya göndermek zorunda kalıyorum. Bu da bizi zorluyor tabi ki. Bu arada her evde mutlaka olan panjurların da amacını anlamış bulunuyorum. Çünkü evi gece ortamına çevirmek gerekiyor. Yazın daha uzun günlerinde saat 10.00 da kararacakmış hava.. 😳😳 Ramazan da geliyor.. Yandık gitti ..
Neyse sabah Elvini ben bırakacaktım okula. Baktım yine gecikiyoruz, Elvini apar topar koltuğuna oturttum, ben de geçtim direksiyona gidiyoruz. Tam okula döneceğimiz ara sokakta (özellikle buraya dikkat ara sokak diyorum yaaa 😖) yolun ortasında siyah montlu kollarını bağlamış bir amca duruyor. Bu ne ya falan diye düşünürken adamın beni durdurmasıyla benim polis arabasını farketmem aynı anda oldu 🙈 Camı açtım, birşeyler söyledi. Almanca bilmediğimi mümkünse İngilizce konuşmasını rica ettim. Çok kibar bir şekilde emniyet kemeri kontrolü yaptıklarını, çocuğun emniyet kemerine bakmak istediğini söyledi. "Bakabilir miyim?"diye izin istedi. Kendimden o kadar emin "of courseeeee" dedim ki, adam Elvin'in kemerini takılı görmeyince küçük çaplı bir şok yaşadı 🙈🙈 "Kemer takılı değil" dedi. Kemerin takılı olmadığını bir dakika öncesinde Elvin yolda bana hatırlattığı halde, ben de küçük çaplı bir şok yaşadım (!) Elvin'in okula geciktiğini, kütüphaneye gidecekleri o telaşla unutmuş olabileceğimi söyledim. Bunlardan adama neyse!! 🙈🙈 "Bir dahaki sefere daha dikkatli olun lütfen" dedi en kibar ses tonuyla. 💐💐💐💐 "You are commmmpppletely right!!" dedim ben de en sevimli olmaya çalışan ve utangaç ses tonumla. Çünkü arkasından şöyle bir cümle de gelebilirdi "ama tabi ki bu defa için size ceza yazmak zorundayım"!! Neyse ki gelmedi. Ceza yemek de korkmadım zaten o an asıl korktuğum ceza yazarken ehliyeti isteyecekti ve benim ehliyetin süresi doldu 😖😖😖 Aslında çok da net değil. Almanya'ya geldikten sonra kendi ülkenizin ehliyetini 6 ay kullanabiliyorsunuz, sonra burda ehliyet almak zorundasınız. Burda ehliyet almak için de hem yazılı, hem sözlü sınava tekrar girmek gerekiyor. 6 ayın dolmasıyla ilgili de söyle bir durum var bazı bölgeler ülkeye giriş tarihinden itibaren 6 ayı, bazıları ise oturum izninden sonra 6 ayı kabul ediyor. İkinci şıksa 1 ayım daha rahatım demektir. Ama ya birse????😖😖😖 Almanya daki herseyde oldugu gibi bu da memurun insiyatifinde. Oturum izni, çalışma izni vs hepsi bir kasabadan başka bir kasabaya bile farklılık gösterebiliyor. Oradaki memurun o günkü halet-i ruhiyesine bağlı.. Seni gözü tutarsa 5 yıl oturum izni verebilir yok canı izlemezse 3 aylık verebilir. Ve sen her 3 aydan sonra tekrar para yatırıp tekrar başvuru yapmak zorunda kalırsın. Kimseye şikayet edemezsin bu durumu.
Olaylar burada böyle. Bugun arabada Elvin olmasaydı kesin o cezayı yerdim. O zaman ehliyet de problem olabilirdi belki..Bendeki de tam aptal cesareti yanii. Zaten ehliyetten sıkıntılısın bari kurallara uy da göze batma. !!! Ceza da bir yana evet yaptığım kabul edilemez bir hataydı 🙈🙈😔😔
Neyse Elvini okuluna yetiştirdim. Hemen öğretmenine yeni ayakkabılarını gösterdi. Öğretmeni "aa Elvin size benim ayakkabısı konusunda söylediklerimi anlattı mı ? Ona artık ayakkabısının küçük geldiğini yeni bir ayakkabı almanız gerektiğini söylemiştim." dedi. "Evet,anlattı"deyince çok mutlu oldu. " Artık her geçen gun beni daha iyi anlıyor, çok iyi gidiyor" dedi. Hemen yardımcı öğretmene anlattı. O da çok mutlu oldu. Tabi benim sevincimi tahmin edersiniz. Kadını kucaklayıp öpmek istedim.
Çıkışta almaya gittiğimde Elvini yine asık suratlı buldum. Kütüphaneye giderken yolda düşmüş. Öğretmeni bana ne anlattığını merak etti. Ben de anlattım. Yürürken de biraz mızmızlanmış galiba. Öğretmeni " siz normalde günlük hayatınızda çok yürümüyor musunuz? Elvin pek yürümeye alışkın değil gibi." dedi. Utanarak "evet" dedim. Haklıydı çünkü. Hareketsizliğe çok alıştırdık Elvin'i. Bunu Elvin'e anlatınca tüm suçu babasında buldu 😳 Önce anlamlandıramadım ama sonra çok güldüm. Tv de çıkan kamu spotu reklamlarında sigara içtiği için koşamayıp hemen yorulan adamı görmüştü. Babası sigara içiyordu. Sigara içtiği eliyle Elvin ' e dokunuyordu ve o sigara ve doğal olarak yorgunluk Elvin'e bulaşıyordu 👏👏👏 Tek kelimeyle harika bağlantı. Doğru söze ne hacet!! Eve girer girmez babasına terör estirdi " bir daha asla bana dolunamazsın, senin yüzünden ben bugun çok yoruldum........ " Buna benzer 10 cümleyi arka arkaya nefes almadan ve en tiz ses tonuyla anlattı babasına. Babası ne oldugunu anlamadığından şoklardaydı tabi 😂😂 Neyseki sonra barıştılar da yüzme kursuna gittiler. Bugun son günüydü kursun nihayet. Yüzme öğrendiğini söyleyemem ama su üzerinde durabiliyor. Belli bir mesafe de yüzebiliyor. Ama çabuk yoruluyor. Onun da sebebini biliyoruz artık; babası .... 😁



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder