Bugün üzerimde bir sinir, bir stres anlayamadım. Kendimle hesaplaşıyorum galiba. Bugun kandil, birşey yapmam gerektiğini hissediyorum ama içimden gelmiyor. Sanki birşey yapmayınca da yapmadığım için başıma kötü şeyler gelecekmiş gibi hissediyorum. Ama bu his bile hala beni birşeyler yapmaya itmiyor. Aman bu ne böyle bilmece gibi.
Sabahın köründe nehir kıyısında güzel bir yürüyüş yaparak başladım güne aslında. Okulda da Zaman gayet eğlenceli geçti. Bir öğretmen arkadaşımla İngilizce sohbet etmeye çalışırken saçma bir şekilde bazı kelimelerin İngilizcesini hatırlamayıp,Almancasını hatırladığıma sinirlenmek dışında. O nasıl birşey ya. Ya Almanca konuş ya İngilizce. Aslında Almanca konuşmaya hazır hissetmiyorum, ama bazen de yılardır konuştuğum İngilizce yerine bazı kelimelerin Almancasını kullanmak bana daha kolay geliyor. Çünkü malım..
23 Nisan stresi, insanların saçma egoları, üzerine bi de özlem son haddine gelince böyle bir şey çıktı galiba ortaya işte bugun. Bazı insanların 40-50 yaşına gelip de hala gelişimlerini tamamlamamış olduklarını görmek ne acı. Tartışamıyorsun bile. Baştan sonra ego.. Hep bir önde olma çabası, hep bir kıskançlık... Allah bu kadınları önce hemcinslerinden korusun. Onu bilir onu söylerim. Benim fikrim sorulacak, bana danışılacak, herkes beni dinleyecek, sonu "ben saksı değilim "e kadar gidiyor işte... Saçmasın.. Herkes bugüne kadar senin nazını tuzunu çekmiş olabilir ama ben çekmem. " Aaa onun kişiliği de bu işte biraz alttan alsan " almam. Sevdiğim biri değil, kaybetmekten korktuğum biri değil, kırmaktan korktuğum biri değil.. Ayrıca bazı işlerin yürümesi için siz bana muhtaçsınız ben size değil... Eee niye ben alttan alacakmışım ama.. O zaman o da bir zahmet beni böyle kabulleniversin.
Aman neyse ne gerek varsa şimdi bunları yazmaya. Özledim galiba.. Tek sorun bu. Yazın görmeyi umduğum herkesi (!) çok özledim...
Sabahın köründe nehir kıyısında güzel bir yürüyüş yaparak başladım güne aslında. Okulda da Zaman gayet eğlenceli geçti. Bir öğretmen arkadaşımla İngilizce sohbet etmeye çalışırken saçma bir şekilde bazı kelimelerin İngilizcesini hatırlamayıp,Almancasını hatırladığıma sinirlenmek dışında. O nasıl birşey ya. Ya Almanca konuş ya İngilizce. Aslında Almanca konuşmaya hazır hissetmiyorum, ama bazen de yılardır konuştuğum İngilizce yerine bazı kelimelerin Almancasını kullanmak bana daha kolay geliyor. Çünkü malım..
23 Nisan stresi, insanların saçma egoları, üzerine bi de özlem son haddine gelince böyle bir şey çıktı galiba ortaya işte bugun. Bazı insanların 40-50 yaşına gelip de hala gelişimlerini tamamlamamış olduklarını görmek ne acı. Tartışamıyorsun bile. Baştan sonra ego.. Hep bir önde olma çabası, hep bir kıskançlık... Allah bu kadınları önce hemcinslerinden korusun. Onu bilir onu söylerim. Benim fikrim sorulacak, bana danışılacak, herkes beni dinleyecek, sonu "ben saksı değilim "e kadar gidiyor işte... Saçmasın.. Herkes bugüne kadar senin nazını tuzunu çekmiş olabilir ama ben çekmem. " Aaa onun kişiliği de bu işte biraz alttan alsan " almam. Sevdiğim biri değil, kaybetmekten korktuğum biri değil, kırmaktan korktuğum biri değil.. Ayrıca bazı işlerin yürümesi için siz bana muhtaçsınız ben size değil... Eee niye ben alttan alacakmışım ama.. O zaman o da bir zahmet beni böyle kabulleniversin.
Aman neyse ne gerek varsa şimdi bunları yazmaya. Özledim galiba.. Tek sorun bu. Yazın görmeyi umduğum herkesi (!) çok özledim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder