14 Nisan 2016 Perşembe

Boş Kafa & Dolu Kafa


Kafam boş mu dolu mu çözemiyorum. Aslında su an çok dolu olduğunu biliyorum. Hatta doluluktan patlamak üzere olduğunu da biliyorum, ama neden her sorulan soruya cevap vermeden önce bir iki saniye mal mal durup bekliyorum. ? Kafamın içi boşalmış sanki.. Beyin dahil hiç birşey yok.. O yuzden anlamlandıramıyorum işte, kafam çok mu boş, yoksa çok mu dolu..
Bugun eşimin ehliyet sınavı vardı, neyseki geçti. Daha önce bahsetmiştim burada ehliyetler 6 ay geçerli. Daha sonrasında saçma bir şekilde tekrar sınava giriyorsunuz. Ha madem benim kullanışımı beğenmiyorsun, 6 ay neden izin veriyorsun? Hem yazılı hem sözlü sınav bi de.. Yazılı sınavda Türkiye'deki gibi sorular veriliyor, onlara çalışıyorsun. Tabi sistem Türkiye'den çok farklı.. 1000 soru veriliyor. Sınavda 30 soru çıkacak. Ve maksimum iki yanlış hakkınız var. Bazı soruların birden fazla doğru cevabı olabiliyor ve o doğru cevapların hepsini işaretlemek zorundasınız.
Yazılıyı geçelim de direksiyon nasılsa halledilir diye düşünmüştük ama asıl olay uygulamadaymış. Eşim çok uzun yıllardır araba kullanır ve eski işinden dolayı yaptığı kilometrenin haddi hesabı yoktur. Ama o bile iki kere sürüş denemesine gitti. Yaptığınız her sinyal, dönüş, sollama vs de dönüp arkana bakma zorunluluğu, anı fren saçmalığı vs. Neyse sonuç olarak geçti. Ve Türkiye'deki gibi bugun git yarın gel de yapmamışlar ehliyet için. 13.30 da sınavı bitti. 14.00 de ehliyeti alıp geldi :)
Tabi eşim öğleden sonra kursta olduğu için Elvin'i yanımda okula götürmek zorunda kaldım. Ama Elvinle derste olmak tam bir işkence. Aynı anda hem anne hem öğretmen olmak zorundasınız.. Ve tabi Elvin'in ani çıkışlarıyla otoritemi sarsması da cabası..
Neyseki babası yetişti,dışarı çıktılar. Bir ara koridordan bir ağlama sesi duydum. Baktım Elvin çıldırmış gibi ağlıyor. Ne oldu diyorum ağlamaktan anlatamıyor. Sonra eşim geldi, sınıfta tuvalet için izin isteyip çıkan bir öğrencim, koridorda Elvini korkutmuş. Ama Elvin'deki de ne korkmak yanı. 😡 O an o çocugu yakalayıp öldürmek istedim, abartı falan değil bunu gercekten istedim.. Yere yatırayım ağzını burnunu kırayım istedim. O arada Elvin'e su içiriyor, kendine getirmeye çalışıyordum. Sınıfa girdik, arkamızdan çocuk girdi sırıtarak... Onun o sırıtan halini görünce kan beynime sıçradı sanki.. Evet gerçekten öldürmem gerekiyordu.. Çocuğa ne dedim, sesim kaç desibele çıktı bilmiyorum. En son sınıftan kovduğumu hatırlıyorum. Buarada Elvin çocugu görünce arkama saklanıp tekrar çığlık çığlığa bağırmaya başladı kı birşeyler korkmak hiç tarzı değildir. Artık nasıl bir korkutmuşsa çocugu, hayvan!!! Bu kelime az galiba buraya.. Hala sınırım geçmemiş anlaşılan.. Keşke.. Neyse...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder