Evet bugün gösteri günüydü.. Pazar sabahı bu erken saate gösteri koymak da neyin nesi..Elvin zar zor kalkmış olsa da gösteri boyunca esnedi :) Sabah kalktık bir telaşla giyindik, süslendik tam kahvaltı masasındaydık ki Elvin ağzının içinde bir şeyler gevelemeye başladı mızmızlanarak. Ne oldu kızım? Tipik sanatçı kaprisi.."Sesim mikrofonda güzel çıkmıyor?" Haydaaaa.. Bu nerden çıktı sabah sabah? Yok kızım öyle değildir, böyledir diye anlatmaya kalmadan başladı ağlamaya..Kendi sesini ilk kez mikrofondan duyduğu için tuhaf gelmiş haklı olarak..Neyse konuyu hallettiğimizi düşünerek çıktık yola. Tabi bizim de katıldığımız ilk kilise töreniydi. İnançlarına saygı gösterdiğimizi belirtmek adına biz de şık giyinmeye çalıştık. Şık giyinmek dediysem eşofmanla gitmedik yani :))
Gittiğimizde dışarda bekleyen velilerin şaşkın bakışlarıyla karşılaştık önce..İç seslerini duydum sanki: "Aaa bunlar da mı kiliseye gelmiş?" :) Neyse selamlaşıp girdik içeriye,Elvin'in öğretmeni karşıladı bizi kapıda. Kilise oldukça kalabalıktı. Almanya'ya geldiğimizde beri ilk kez o kadar insanı bir arada gördük galiba :) Bunun anlamı orada bir insan seli olduğu demek değil,genel olarak etrafta insan olmadığı :) Elimize ilahi kağıtları (onların adı da mı ilahi yaa ://) tutuşturan teyzeden kağıtlarımızı alıp yerimize oturduk. Sonra bir amca piyano çalmaya başladı,herkeste ani bir sessizlik.. Bu bizim hiç alışkın olmadığımız bir durumdu.Oysa biz sinemada bile film başladıktan 10 dakika sonra girenleri,çıkanları,bir türlü yerleşemeyenleri görmüştük hep Türkiye'de..Öyle sessiz bir disiplindi ki bu yaklaşık 15 tane kindergarten çocuğu bile çıt çıkarmadan dinliyordu. Peki bunu nasıl sağlıyorlardı? Ya da biz nerde hata yapıyorduk? Gösteri için sahneye çıkacaklardı.Elvin gözümün içine bakıyor,benden bir işaret bekliyordu ceketini çıkarmak için. Çünkü sabah tişört giymek istemiş ben de üzerine ceket giymek şartıyla tamam demişti. Ceketini çıkarıp sahneye çıktı. Önce boynuna asması gereken kartonun ipi koptu..Hemen gözleri dolarak bana bakmaya başladı.Hem ortam çok sessiz olduğu için ,hem de olağan Almanca sorunumuzdan olsa gerek öğretmenine birşey diyemedi. Neyse ki yardımcı ablası görüp bağladı tekrar ipi. İlk problemi atlatmıştık nihayet.Elvin sırasını beklerken huzursuzluğunu farkediyordum ama sebebinden emin olamadım. Sıra Elvin'e geldiğinde "Vielleicht doch" dedi ve başladı ağlamaya... Aaaaa,,,Yanındaki arkadası da şok oldu,önce anlamaya çalıştı,anlayamayınca öğretmenine gösterdi Elvin'in ağladığını. Öğretmeni sırtını sıvazladı Elvin'in ve haklı olarak gösteriye devam etti.Ben sebebin mikrofon sesi olduğunu anlamıştım tabi.Elimle "süpersin" diye işaret ettim,hayır şeklinde kafasını sallayıp daha çok ağlamaya başladı.Ama kuzum benim hala da sessizliği bozmamak adına sessiz sessiz iç çekerek ağlıyor,"show must go on" modunda sahneden de inmiyordu :)) Tabi kilisedeki herkes gösteriyi bırakmış Elvin'in sessiz sessiz ağlamasına "ah canııım " modunda bakıyordu :) Veliler dönüp bana bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.Neyse ilk gösteri bitip yerlerine oturdular. Bu arada kiliseden tören devam ediyor,biz papazın (rahip mi yoksa ya ://) kalk işaretiyle kalkıyor, otur işaretiyle oturuyorduk. Sonra şarkı söylemek için (ya da ilahi miydi ki ://) iki kez daha çıktılar sahneye. Elvin de yine beş karış surat,eteğinin kenarından çıkan bir ipi bulmuş o ipi çektikçe çekti şarkı boyunca...Eline doladı ipi,actı ,çözdü..Yine insanların tüm ilgisini üzerine çekmeyi başardı...!!! Buarada ben iyice sinirlenmeye başlamıştım. O kadar özgüveni yüksek,her ortama giren konuşan,sorular soran,cadde ortasında bağırarak şarkı söyleyen,dans eden bir çocuk nasıl oldu da birden böyle utangaçlık triplerine girmişti.Neyse tören bittikten sonra her çocuk için içinde küçük kurabiyelere benzer şeyler olan birer sepet hazırlanmıştı ve çocuklardan bu kurabiyeleri misafirlere dağıtması bekleniyordu. Elvin tüm ısrarlarıma rağmen dağıtmak istemedi.Bu arada o kurabiyelerden yemedik biz,Allah korusun dinden çıkarız falan :)) Elvin kucağıma geldi ve yine sarılıp bağıra bağıra ağlamaya başladı..Sakinleştirdim,öğretmeni onları çikolata vermek için topladı. Elvin birden normale döndü. Ama ben çok sinirliydim. Eve dönerken gösterinin videosunu izlettim ona.Yaptıklarına,nasıl göründüğüne bakmasını istedim. Mikrofondan çıkan sesini dinlemesini istedim."Evet anne haklısın,gerçekten çok çirkin görünmüşüm" dedi.Eve geldiğimizde 1 saate yakın konuştuk. Sorun sadece mikrofon sesi değilmiş.Diğer arkadaşlarının hepsi uzun kollu giymişmiş,keşke o da kısa kollu giymeseymişmiş..Demek o eteğin ipiyle oynayıp dururken neler neler düşünüyormuş.. Bu gösterilere sadece o mutlu olsun diye katılmasına izin verdiğimizi,eğer böyle durumlar onu mutsuz ediyorsa isterse bir daha katılamayabileceğini anlattım. Hı bir de buarada yabancılardan korktuğu için kurabiyeleri dağıtmamış..Ben yabancılardan uzak dur diyormuşum o yuzdemiş.Bana biraz bahane gibi geldi ama belki de olabilir...Eğer ki bu utangaç haller devam ederse onu 23 Nisan gösterisine de çıkarmayacağımı söyledim.Söz verdi,mutlu olacak :)) Gülümseyerek dans edecek.. :)
Bu arada 23 Nisan için Damat Halayı ve Ateş Böceği gösterisi çalışıyoruz. Bakalım inşallah orada da başka bir sürprizle karşılaşmam...Hayırılısı...
Gittiğimizde dışarda bekleyen velilerin şaşkın bakışlarıyla karşılaştık önce..İç seslerini duydum sanki: "Aaa bunlar da mı kiliseye gelmiş?" :) Neyse selamlaşıp girdik içeriye,Elvin'in öğretmeni karşıladı bizi kapıda. Kilise oldukça kalabalıktı. Almanya'ya geldiğimizde beri ilk kez o kadar insanı bir arada gördük galiba :) Bunun anlamı orada bir insan seli olduğu demek değil,genel olarak etrafta insan olmadığı :) Elimize ilahi kağıtları (onların adı da mı ilahi yaa ://) tutuşturan teyzeden kağıtlarımızı alıp yerimize oturduk. Sonra bir amca piyano çalmaya başladı,herkeste ani bir sessizlik.. Bu bizim hiç alışkın olmadığımız bir durumdu.Oysa biz sinemada bile film başladıktan 10 dakika sonra girenleri,çıkanları,bir türlü yerleşemeyenleri görmüştük hep Türkiye'de..Öyle sessiz bir disiplindi ki bu yaklaşık 15 tane kindergarten çocuğu bile çıt çıkarmadan dinliyordu. Peki bunu nasıl sağlıyorlardı? Ya da biz nerde hata yapıyorduk? Gösteri için sahneye çıkacaklardı.Elvin gözümün içine bakıyor,benden bir işaret bekliyordu ceketini çıkarmak için. Çünkü sabah tişört giymek istemiş ben de üzerine ceket giymek şartıyla tamam demişti. Ceketini çıkarıp sahneye çıktı. Önce boynuna asması gereken kartonun ipi koptu..Hemen gözleri dolarak bana bakmaya başladı.Hem ortam çok sessiz olduğu için ,hem de olağan Almanca sorunumuzdan olsa gerek öğretmenine birşey diyemedi. Neyse ki yardımcı ablası görüp bağladı tekrar ipi. İlk problemi atlatmıştık nihayet.Elvin sırasını beklerken huzursuzluğunu farkediyordum ama sebebinden emin olamadım. Sıra Elvin'e geldiğinde "Vielleicht doch" dedi ve başladı ağlamaya... Aaaaa,,,Yanındaki arkadası da şok oldu,önce anlamaya çalıştı,anlayamayınca öğretmenine gösterdi Elvin'in ağladığını. Öğretmeni sırtını sıvazladı Elvin'in ve haklı olarak gösteriye devam etti.Ben sebebin mikrofon sesi olduğunu anlamıştım tabi.Elimle "süpersin" diye işaret ettim,hayır şeklinde kafasını sallayıp daha çok ağlamaya başladı.Ama kuzum benim hala da sessizliği bozmamak adına sessiz sessiz iç çekerek ağlıyor,"show must go on" modunda sahneden de inmiyordu :)) Tabi kilisedeki herkes gösteriyi bırakmış Elvin'in sessiz sessiz ağlamasına "ah canııım " modunda bakıyordu :) Veliler dönüp bana bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.Neyse ilk gösteri bitip yerlerine oturdular. Bu arada kiliseden tören devam ediyor,biz papazın (rahip mi yoksa ya ://) kalk işaretiyle kalkıyor, otur işaretiyle oturuyorduk. Sonra şarkı söylemek için (ya da ilahi miydi ki ://) iki kez daha çıktılar sahneye. Elvin de yine beş karış surat,eteğinin kenarından çıkan bir ipi bulmuş o ipi çektikçe çekti şarkı boyunca...Eline doladı ipi,actı ,çözdü..Yine insanların tüm ilgisini üzerine çekmeyi başardı...!!! Buarada ben iyice sinirlenmeye başlamıştım. O kadar özgüveni yüksek,her ortama giren konuşan,sorular soran,cadde ortasında bağırarak şarkı söyleyen,dans eden bir çocuk nasıl oldu da birden böyle utangaçlık triplerine girmişti.Neyse tören bittikten sonra her çocuk için içinde küçük kurabiyelere benzer şeyler olan birer sepet hazırlanmıştı ve çocuklardan bu kurabiyeleri misafirlere dağıtması bekleniyordu. Elvin tüm ısrarlarıma rağmen dağıtmak istemedi.Bu arada o kurabiyelerden yemedik biz,Allah korusun dinden çıkarız falan :)) Elvin kucağıma geldi ve yine sarılıp bağıra bağıra ağlamaya başladı..Sakinleştirdim,öğretmeni onları çikolata vermek için topladı. Elvin birden normale döndü. Ama ben çok sinirliydim. Eve dönerken gösterinin videosunu izlettim ona.Yaptıklarına,nasıl göründüğüne bakmasını istedim. Mikrofondan çıkan sesini dinlemesini istedim."Evet anne haklısın,gerçekten çok çirkin görünmüşüm" dedi.Eve geldiğimizde 1 saate yakın konuştuk. Sorun sadece mikrofon sesi değilmiş.Diğer arkadaşlarının hepsi uzun kollu giymişmiş,keşke o da kısa kollu giymeseymişmiş..Demek o eteğin ipiyle oynayıp dururken neler neler düşünüyormuş.. Bu gösterilere sadece o mutlu olsun diye katılmasına izin verdiğimizi,eğer böyle durumlar onu mutsuz ediyorsa isterse bir daha katılamayabileceğini anlattım. Hı bir de buarada yabancılardan korktuğu için kurabiyeleri dağıtmamış..Ben yabancılardan uzak dur diyormuşum o yuzdemiş.Bana biraz bahane gibi geldi ama belki de olabilir...Eğer ki bu utangaç haller devam ederse onu 23 Nisan gösterisine de çıkarmayacağımı söyledim.Söz verdi,mutlu olacak :)) Gülümseyerek dans edecek.. :)
Bu arada 23 Nisan için Damat Halayı ve Ateş Böceği gösterisi çalışıyoruz. Bakalım inşallah orada da başka bir sürprizle karşılaşmam...Hayırılısı...
Harrah's Casino and Racetrack - Mapyro
YanıtlaSilHarrah's Casino and Racetrack. 1280 Highway 315 여주 출장샵 Harrah's 여수 출장안마 Blvd, Joliet, 김포 출장샵 IL 60464. Directions · 전라북도 출장마사지 (815) 서산 출장마사지 888-4620. Call Now · More Info. Hours, Accepts Credit Cards,